Gammaz Yürek ELİF ÜÇÜNCÜ

     Doğru! Sinirliydim,fena halde sinirliydim,hala da öyleyim ama deli olduğumu da nereden çıkarıyorsunuz? Hastalığım duyularımı keskinleştirmişti,harap etmiş  ya da köreltmiş değildi. Hepsinden öte olan,keskin işitme duyusuydu. Cennetteki ve dünyadaki bütün sesleri duyuyordum. Cehennemden gelen pek çok sesi duyuyordum. Söylesenize,nasıl deli olabilirm? Dinleyin ve nasıl ustalıkla-nasıl sakince size bütün hikayemi anlatıyorum,görün.

       Fikrin aklıma ilk nasıl geldiğini söylemek imkansız ama aklıma düştüğü andan itibaren beni gece gündüz rahat bırakmadı.Bir amacım yoktu. Bir arzum yoktu.Yaşlı adamı severdim. Bana hicbir zararı dokunmazdı. Beni asla kırmazdı. Altınlarında da gözüm yoktu. Beni sinirlendiren... Sanırım gözleriydi!

Ailemin ölümünden sonra kimse beni sahiplenmek istemez iken yaşlı adam bana sahip çıkmıştı.Bu yüzden ona minnettarım. Bana kötülüğü olmadı. Ama beni istemediği her halinden,gözlerinden belliydi. Onun o gözlerini gördükçe çok sinirleniyordum ama bir yandan da beni sahiplenişi aklıma geliyor ve yumuşuyordu kalbim. Hiç kimse beni istemezken beni sahiplenmesi nedendi acaba? Bunu düşünmeden edemiyordum. Ama bir türlü geçerli bir sebep bulamıyordum. Sabah kahvaltıya ilk defa beni çağırmamıştı. Meraklanmıştım ve üzülmüştüm. Acaba farkında olmadan onu kırmış mıydım? Hastalığımdan dolayı çok bir şey yapamıyordum. Ama dört  kat aşağıda olmasına rağmen konuşulanları  duyabiliyordum. Kulaklarım şaşırtıcı bir şekilde çok iyi duyuyordu. Herkes gibi yaslı adam da bu olaydan endişeleniyordu. Benim deli olduğumu da düşünüyorlardı. Ama istediklerini düşünsünler ben gayet iyiyim.  Yaşlı adam yalnız yaşıyordu. Koskoca evde ben ve yaşlı adam. Biraz şaşırtıcıydı  doğrusu. Bir ses duydum. Birisi gelmişti. Ama bu eve hiç kimse gelmezdi ki. Hemen dinlemeye başladım. Erkek sesine benziyordu. Yaşlı adam evden kovmak istiyordu ama adam çıkmıyordu. Aralarında bir şey olmuştu. Birden adam bağırdı ve dinle dedi:

-Ben senin yüzünden katil oldum. Bu ne demek biliyor musun sen? Ne yapacağımı bilmiyorum. Bıktım bu vicdanımın beni zorlamasından. Hiçbir şey yapamaz oldum.

Yaşlı adama denilenleri duyunca sinirlenmişti. Bu konu çoktan kapandı, dedi. Ne halin varsa gör! Şimdi defol evimden.

Adam itiraz etse de çıkmak zorunda kaldı. Çıkmadan önce o kızın ailesinin ölümünün sebebi sensin yaşlı adam. O kızı yanına alarak vicdanını rahatlatmaktan başka bir şey yapmadın ama o ölümün sebebi sensin, dedi. Ben bunu duyunca ne yapacağımı şaşırmıştım. Yaşlı adamın gözlerini görünce neden sinirlendiğim ortaya çıkmıştı. Demek beni bu yüzden yanına almıştı. Çok üzülmüştüm,ağlamaya başlamıştım.Ne yapmam,ne söylemem gerektiğini bilmiyordum. Birazdan yaşlı adam yanıma geldi ve kahvaltımı getirdi. Elimle ittirip senden nefret ediyorum diye bağırdım. Yaşlı adam benim duyduğumu bilmiyordu. Ne oldu? Dedi. Olayı anlattım ve "neden"dedim. Cevap veremiyordu. Israr ettim ve şunlatı söyledi:

- Birlikte kaldığımız zaman ilk başlarda her şey iyiydi. Bir sorunumuz yoktu. Ya da ben öyle sanıyordum. Bir gün işe gittiğimde annenle baban evdeydi. Akşam üzeri eve döndüğümde evden sesler geliyordu. Eve girdiğimde altınları bir çuvala dolduruyorlardı. Onları izledim. Sonra kapıdan çıkmak üzere olduklarını gördüm. Yanımda da biraz önce gelen adam vardı. Annenlere bağırdım ve ne yaptıklarını soramadan bir işaretimle yanımdaki adam onları vurmuştu. Onların yere düştüklerini gördüğümde ne olduğunu anlayamamıştım. Galiba ölmüşlerdi, hareket etmiyorlardı. Sonra yukarıdan sesler geliyordu. Kim olduğunu bilmiyorduk. Bu eve bizden başka kimse girmezdi ki. Sonradan hırsız olduklarını gördük. Meğer annenle baban altınları hırsızlardan kaçırmak için çuvala doldurmuştu. Ben de çalıp kaçacaklarını  düşünmüştüm. Ne kadar da aptaldım. Ama yapacak bir şeyim  yoktu ölmüşlerdi. Yukarıdan gelen bebeğin ağlama sesi kulaklarımı çınlatıyordu. O bebeğe ne olacaktı. O bebeği ailesinden ayırmıştım. Hiçbir şey bilmiyordum. Bildiğim tek şey onların ölümüne ben sebep olmuştum ve bebeğin hiç kimsesi yoktu. 

 Bunları duymak canımı çok yakmıştı.Ben ağlıyordum. Kendimi durduramıyordum.Annemler bir yanlış anlaşılma yüzünden ölmüştü. Beni ailemden ayırmaya hakları yoktu. Ve ben ailemin ölümüne sebep olan adamla birlikte kalıyordum bu çok acı verici bir olaydı. Çok kötü olmuştum. Artık burada kalamazdım. Bu katil adamla aynı evde bir dakika bile birlikte kalamazdım. Tekerlekli sandalyem ile kıyafetlerimi bir şekilde toplayarak ordan ayrıldım. O katları inebilmek için de eve asansör yaptırmıştı. Demek ki bana bu yüzden iyi davranıyordu. Ama artık hiçbir şey umrumda değildi. Yaşlı adam gideceğimi fark etmişti. Ama ondan başka gidecek bir yerim olmadığı için geri döneceğimi düşünüyordu. Ama dönmeyecektim. Bu adamla asla bir daha kalmam. Evden çıktığım gibi evin yakınındaki karakola giderek olayı anlattım. O iki pislik adamı sorguya alacaklardı.  Bekledim uzun bir süre. Günler sonra tutuklandıklarını duydum. Yaşlı adam için üzülmüştüm ama sonra annemleri hatırlayınca üzüntüm aniden sinire dönüşmüştü. Artık beni ne yaptığı ilgilendirmiyordu.

       Beni de bu sürede polisler bir çocuk evine  bıraktılar. Alışmam uzun sürmüştü. Ama oradaki herkes iyiydi. Onlardan bir zarar gelmezdi. Arada yaşlı adam aklıma geliyordu ama artık üzülmüyordum. Aksine onun o bakışlarından kurtulduğum için seviniyorum. Ama hala aklım almıyordu bunu nasıl yapabilirdi? İki insanın ölümüne,bir bebeği ailesinden ayırmayı nasıl göze almıştı?

Yorumlar

Yorum Gönder