Gammaz Yürek-Büşra Bulut

 Doğru! Sinirliydim, fena halde sinirliydim, hala da öyleyim ama deli olduğumu da nereden çıkarıyorsunuz? Hastalığım duyularımı keskinleştirmişti, harap etmiş ya da köreltmiş değildi. Hepsinden öte olan, keskin işitme duyusuydu. Cennetteki ve dünyadaki bütün sesleri duyuyordum. Cehennemden gelen pek çok sesi duyuyordum. Söylesenize, nasıl deli olabilirim? Dinleyin ve nasıl ustalıkla - nasıl akince size bütün hikayemi anlatıyorum, görün.

Fikrin aklıma ilk nasıl geldiğini söylemek imkansız ama aklıma düştüğü andan itibaren beni gece gündüz rahat bırakmadı. Bir amacım yoktu. Bir arzum yoktu. Yaşlı adamı severdim. Bana hiç zararı dokunmazdı.Beni asla kırmazdı. Altınlarında da gözüm yoktu.Beni sinirlendiren… Sanırım, gözleriydi!


Çünkü insanlara bakışı kaba,kötü ve sınırlı biri olduğunu düşündürüyordu bu yüzden insanlar ondan hep uzak duruyor,kimse onunla konuşmuyordu ama ben onun böyle biri olduğunu düşünmüyordum.Tek başına yaşayan bir adamın yalnızlıktan böyle olabileceğini düşündüm ya da yaşanmış olaylar onu bu hale ,bu görünüşe getirmiştir ama insanlar bunu anlamıyordu ön yargılı davranıyorlardı fakat yaşlı adam da kimseyle konuşmuyordu .Ben bu şekilde biri olmadığını kendisine ve insanlara kanıtlamak istiyordum.Bir gün evine yemek götürmeye karar verdim hem de bu şekilde onunla konuşabileceğimi düşündüm oraya varıp kapıyı bir kaç kez çaldım açmadı, yaşlı adamın içeride olduğunu biliyordum ama ben kararlıydım kapıyı çalmaya devam ettim ve sonunda açtı ilk görüşte bende biraz korktum ama belli etmemeliydim ve kısık bir sesle "Amca sana yemek getirdim "dedim.Yaşlı adam aynı gözlerle bakmaya devam etti sonra hiçbir şey söylemeden arkasını dönüp içeri gitti gitti fakat kapı açık kalmıştı düşündüm biraz girsem mi girmesem mi diye sonra giriverdim içeri ocakta sadece bir çorba pişiyordu elimdeki tabağı masanın üzerine bıraktım o anda beni fark etti ve gür bir seslenerek içeriye girdin hırsız mısın sen?Altınları çalmaya mı geldin? Dedi .Ben çok korkmuş bir ifade ve sesle "hayır sadece seninle konuşmak için yemek getirdim" dedim.Yaşlı adam benim altınlarını çalmaya çalıştığımı düşündü ve bu beni çok üzdü.Belli ki yaşlı adam kimseye güvenmiyordu hemen ordan uzaklaştım ama  kararımdan vazgeçmedim. Bayram günü cesaretimi toplayıp onu ziyaret etmeye karar verdim.Evine tekrar vardığımda kapıyı bir kez çaldım ve yaşlı adam anında açtı. Bu durum yani bayramlarda yalnızlık onu üzüyordu beni gördüğünde yüzünde sanki bir tebessüm oluşmuştu ben yine kısık bir sesle yaşlı adamın bayramını kutlarım bunu söylerken bile korkuyordum cevabı ne olacaktı? yine kızacak mıydı bana? Diye düşünürken yaşlı adam elimi öpmeyecek misin?Dedi.Ben şaşkın gözlerle elini öptüm içeri gel dedi,içeri gittiğimde bir koca tabak bayram şekeri masanın üzerinde duruyordu şaşırmıştım bu kadar şekeri ne yapacaktı?kendisi yemeyecekti herhalde ve sordum "Amca bu kadar şekeri sen mi yiyeceksin?"küçük bir tebessümle "hayır beni ziyarete gelen olursa onlara verecektim.Her yıl böyle beklerim ama kimse kapımı çalmaz"dedi.Ben buna çok üzüldüm biliyordum amcanın göründüğü gibi olmadığını yalnızlıktan böyle olmuştu amcayla biraz konuştuktan sonra eve gitmek üzere dışarı çıktım amca bu kez güler yüzlü bir şekilde yine gel dedi .Amca beni sevmişti galiba amcanın kötü biri olmadığını insanlara kanıtlamak lâzımdı ve işim şimdi daha da kolaylaştı.O günden sonra sık sık amcayı ziyarete gittim çünkü benimle konuşarak yalnız olmadığını,dertlerini sıkıntılarını anlatabileceğini ve güvenebileceğini anlamasını istiyordum ve bu şekilde de oldu amcanım gözlerindeki o bakış değişmişti. Artık bana hep tebessümle ve sevecen bir şekilde bakıyordu ama bunu sadece ben görebiliyordum diğer insanların onun öyle biri olmadığını gerçeği görmesini ve toplumdan dışlanmamasını istiyordum.Bu yüzden bir gün amcayı alıp köy meydanına indik amcayı görenler sesini çıkarmadan yanımızdan geçiyordu ta ki amcanın güler yüzle tüm insanlara selam verdiği o ana dek herkes şaşırmıştı tabi amcanın selamını aldılar ve biraz sohbet ettiler bu şekilde sık sık konuşmaya başladılar.Artık herkes amcanın gerçekte nasıl biri olduğunu sadece kimsenin onunla konuşmadığı için ve toplumdan dışlandığı için o şekilde davrandığını anlamışlardı amaca artık günlerini insanlarla birlikte çok güzel geçiriyor bende amacımı başarılı bir şekilde tamamladım.

Bu hikayemizide mutu bir sonla bitirdik:)

Yorumlar