Gammaz Yürek-Ender Asım Cinemre

 Doğru!sinirliydim,fena halde sinirliydim,hala da öyleyim ama deli olduğumu da nereden çıkarıyorsunuz?Hastalığım duyularımı keskinleştirmişti,harap etmiş ya da köreltmiş değildi.Hepsinden öte olan,keskin işitme duyusuydu.Cennetteki ve dünyadaki bütün sesleri duyuyordum.Cehennemden gelen pek çok sesi duyuyordum.Söylesenize,nasıl deli olabilirim?Dinleyin ve nasıl ustalıkla nasıl sakince size bütün hikayemi anlatıyorum,görün.

Fikrin aklıma ilk nasıl geldiğini söylemek imkansız ama aklıma düştüğü andan itibaren beni gece gündüz rahat bırakmadı.Bir amacım yoktu.Bir arzum yoktu.Yaşlı adamı severdim.Bana hiç zararı dokunmazdı.Beni asla kırmazdı.Altınlarında da gözüm yoktu.Beni sinirlendiren...Sanırım,gözleriydi!

Etrafını anlamı anlamlı süzen bakışlarından rahatsız olmuştum.Mavi gözlerini kısıp kaşlarını çatarak bakardı.Baktığı her şeyde bir anlam arardı.Şüpheyle bakardı.Olumsuzlukları görürdü,gerçeği öğrenmeden,perde arkasını bilmeden sadece gördüğüyle hükmederdi.

Konağın kapısından dışarı öfkeyle fırlayıp:

-Nerede onlar? Nerede diye bağırdı

-Neleri arıyorsun amca.

-Altınlarım,altınlarım nerede?Her zamanki yerine koymuştum kim çaldı?Çabuk bulun altınlarımı,

-Belki yerini unuttunuz belki bir yere koydunuz dedim.

-Ben eminim kahya diye bağırdı.Yaşlandım ama bunamadım.

Bu bağırmalar üzerine herkes bahçeye yanımıza toplanmıştı.Hepsinde bir panik,bir korku vardı.Endişeli gözlerle etrafa bakındılar.Ve göz göze geldik.İhtiyar adam bir anlık bir suskunluktan sonra tekrar bağırmaya başladı:

-Altınlarımı kim çaldıysa yerine koysun.

Hepimiz şaşıp kalmıştık.Konağın dört bir tarafına dağıldık,aramaya koyulduk.Ne kadar aradıysak bulamadık.Yok yok yok sanki altınlar buhar olup uçmuştu.Bahçıvanımız tüm cesaretini toplayıp:

-Bulamadık beyim,bulamadık ağam diyebildi.

Yaşlı amca hışımla oturduğu yerden kalktı.Öfkeli gözlerini üzerimizde gezdirerek

-Hepiniz,hepiniz...

Cümlesini tamamlayamadan torunu Hasan kapıdan içeri girdi.Elinde bir kutu vardı

-Dede,dedi.Bununla dışarıda,bahçemizde oynayıp getirdim.İçindekini çok merak ettim ama açamadım.

Diyerek kutuyu masanın üzerine bırakıp tekrar dışarı çıktı.

-Yaşlı adam çok mahcup olmuştu.

Yay gibi gerilmiş yüzü gevşedi,tebessüm etti.

-Torunumun getirdiği kutu altınların olduğu kutuydu.

Kontrol etmek için baktı,yerine koymayı unuttu.Torunu da onu alıp dışarı çıkmıştı.Kendini affettirmek için yaşlılığıma bağlayın,kusura bakmayın dedi.Bu ay hepinize fazladan birer maaş veriyorum dedi.Hiç birimiz bu teklifi kabul etmedik.O bizim ağamızdı.Kendisini seviyorduk.Aslında o da bizleri seviyordu.Birlikte geçirdiğimiz yıllar aramızdaki gizli sevgi köprüsünü oluşturmuştu.

Yorumlar