Harname - Elvin Selen Cihan

 


Evvel zaman içinde kalbur saman içinde. Bir zamanlar ince mi ince yıpranmış ölümüne ramak kalmış bir eşek yaşarmış. 


Bu eşeğin sahibi zamanında bu eşeğe az şey etmemiş vurmuş , hırpalamış , tüm getir götürünü garibim eşeğe yaptırmış.Ta ki o güne kadar.Eşek artık hiçbir iş yapamaz olmuş , eski verimliliğini yitirmiş . Halini fark eden sahibi vicdan azabı çekerek ne bana ne ona fayda var deyip salmış onu çayırlara... Eşek artık özgürdü bu duruma kendisi bile inanamamıştı çitlerin dışındaydı yine ama bu sefer onun canını acıtan tüylerine zarar veren bir yük yoktu sırtında . Eşek etrafına şaşkın şaşkın bakıyordu etrafı semiz öküz doluydu öküzlerin göğüslerini gere gere dolaştığını gören eşek onlara imrenmişti. Kendisinin onlarda ne farkı olduğunu anlamaya çalışırken birden alana bir eşek daha yanaşıvermiş . İlk başta bu eşeğin kim olduğunu anlayamasada sonrasında onu hemencecik tanımıştı . Onlara yanaşan bilge eşekti bunu fark edince usulca yanına yaklaşmış ve ona danışmaya karar vermiş. Demiş ki : Ey eşekzadem sen her şeyin en iyisini , en doğrusunu bilirsin bu alemde derdime derman bulabilecek tek kişi sensin yardım et bana . Bugün gördüklerimi yaşamak için her şeyimi veririm ah o öküzler karınları tok keyifleri yerinde hiç bir dertleri , zorunlulukları yok. Diyerek sitem etti bizim eşek . Bunun üzerine bilge eşek yutkundu ve söze başladı : Ey haline şükürsüz , her şeyi göründüğü gibi zanneden yarım akıllı eşek . O imrenip durduğun öküzler her gün arpayla buğdayla oynaşıp dururlar , bön bön trenin icat edilmesini beklerler . Sen de onlar gibi olmak istersin , aklını peynir ekmekle mi yiyiverdin sen . Hem yakında odun piyasası patlar o akılsız öküzlerde bizim halimize imrenirler hadi sen git böyle saçma sapan düşüncelerle kendini yıpratma. Dedi son söz olarak bilge eşek. Bizimki vazgeçer mi aklı hala arpada buğdayda. Ekinleri gördükçe dellendi hırsından çatlayacak gibi oldu , o hırsla ekinlerin içine dalıverdi . Hepsini bir hışımla yiyip bitirmişti . Oh keyif o keyif , ta ki o eski acı dolu günlerini hatırlayana kadar içinde öyle bir acı hissi vardı ki bas bas bağırdı. Bu bağırışları kim duymasın ki mal sahibi elinde deyneğiyle anında olay yerinde bitmişti . Tarlasını görür görmez sinirden patlayacak gibi olmuş ve o hışımla söylenmeye başlamıştı : Ah seni gudurgan eşek naarar sende utanç hala bakarsın bön bön ama ben şimdi seni yumzuhlamasını bilirim. Diyerek girişti bizim söz dinlemeze eşek bu zamana kadar yaşamadığı acıyı yaşamıştı vurdukça vuruyordu mal sahibi ,durmuyordu… Hıncını alamamıştı en sonunda aldı eline bıçağını kesiverdi eşeğin kulağını , kuyruğunu. Eşek acıdan kıvranırken bir anda bilge eşek orada beliriverdi dedi ki : Noldu sana benim eşek yiğenim. Bizim eşek zar zor cevap verdi : İstedim hakkım olmayan bir muz, kulaktan oldum takacakken bir çift boynuz. Diyerek anırdı uzun uzun... 

Yorumlar