HARNAME-Emine Altuntaş

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, 

Develer tellal, pireler berber iken,

Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, sırtındakilerin derdiyle yanıp tutuşan eşek bir adım daha atmayı başarmış. 

Ayakta durmaya mecali olmasada bunu yapmalıymış. Ne de olsa o sıradan sefil eşeğin tekiymiş. Ne bir yeteneği ne bir ayrıcalığı yokmuş. İşini yapar, önüne konulan bir tutam samanı yer, belki biraz uyur ve sonra yine yük taşırmış. Her bir uzvu sızlayana kadar da dinlenemezmiş.

Yine sırtına yüklenen çuvalları tükenmiş bir vaziyette nehre taşıyan eşek ilerideki otlakta göğsünü gere gere gezinen, otlanan öküzlere takılı kalmış. İmreni dolu bakışları arasında "hayat hiç adil değil" diye geçirmiş içinden. Üzülmüş kendi haline. Değersiz hissetmiş, köle gibi. Dizleri titreye titreye, başı eğik vaziyette nehrin kenarına bırakmış sırtındakileri. Hafiflemesiyle rahatlayan bacaklarına bakmış göz ucuyla. Öküzlerin ne bir derdi varmış ne de bir tasası,kafaları rahatmış, bacakları sağlam, karınları tok, vücutları dinçmiş. Yorgun değillermiş.

Zaten niye yorulsunlardı ki?

İşleri mi vardı?

Ahıra dönmüş eşek sonunda. Durmuş. Bakınmış bir etrafına. Sahibi doldurduğu çantasını kamyonetin kasasına yüklemiş, almış anahtarı eline bizimkine geliyor. Eşeğin önüne sermiş arpayı, sermiş buğdayı. "Al" demiş

İki gün sonra hiç olmadığı kadar çok çalışacaksın, aç karnını doyurda iş üstünde ölüp başımıza kalma. 

Eşek sevinde mi üzülse mi bilememiş. Kamyonet giderken bakmış arkasından. Üzgün, yorgun, hasta bedenini bırakmış yere. Ne iştahı kalmış, ne susuzluğu. Morali öylesine bozulmuş ki. Eşek kendi haline yanadursun gece çoktan başlayıp bitmiş, önündeki arpayla buğdaya ağzını sürmemiş bizimkisi. "Yeter"demiş, kalkmış ayağa.

" Ne eksiğim var benim öküzlerden, bir kere aralarına karışsam beni bulamazlar bile. "

Kalkmış gitmiş otlağa, akşama sahibi mi gelecekmiş, eşeğin umrunda bile değil. Otlamış, yatmış, oynamış, nehre gitmiş su içmiş." Vay be! "demiş içinden." Ben yaşamamışım. " Nehirden başını kaldırmış ama kaldırmaz olaymış. Ne görse beğenirsin? Koca heybetiyle karşısında duran öküzle burun buruna gelmiş. Tanımış eşek öküzü." Sen kahinsin. "demiş öküze. Öküz durmuş bir adım gerilemiş.

-Ne işin var burada?

-Çalışmayacağım artık, ben de öküzler gibi yiyip yatacağım.

Kahin eşeğe bir bakış atmış. 

-Yanlış ediyorsun, çok değil bu akşam sahibin seni bulacak. Canını da fena yakacak. Çoktan seni aramaya başladı. Ayağını denk al.

Salına salına uzaklaşan öküze korkulu gözlerle bakarken ileriden koşarak ona gelen adamı görmüş. Öküzün dedikleri bir bir çıkmış. Bizimki dayağını da yemiş azarını da. Sırtına her zamankinden daha ağır yükler yüklemişler aç susuz yollamışlar nehre. Eşek yaşlı gözlerle keşke yapmasaydım demiş ama ne fayda. 

Gökten üç elma düşmüş, biri okuyanın başına, biri kahinin başına, biri de bizim sefil eşeğin başına. 

Yorumlar