Harname/Rabia Baysal

 Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur zaman içinde develer tellal pireler berber ilan bir eşek varmış eşek zayıf ve çelimsizmiş.

 Bir sürü yük taşımaktan bitkin düşermiş eşek. Bazen odun, bazen su taşıyormuş, fakat sıkıntıdan paylıyormuş her zaman isyan edermiş haline. Dudakları sarkmış, çenesi düşmüş eşeğin. O kadar ağır yükler taşırmış ki yaralarından tüyü kalmamış. Eti derisi de kalmamış teri yükler altından kan gibi akarmış. Onu görenler sanki bir iskelet gidiyor diyormuş. Arkasına sinek konsa yorulurmuş eşek.

Bir gün sahibi onu bırakmış. Sırtından palanını alıp otlamaya salmış. Eşek otlayarak giderken otlakta öküzleri görmüş. Öküzlerin gözleri ateşli, göğüsleri gergin ve dolgunmuş. Otlağı sömürüp yerlermiş kıllarını kanları damlarmış. Bazılarının boynuzları ay gibi kimisinin de halka halka aynı yay gibiymiş. Bağırdılar mı dağlar çın çın ötermiş. Eşek “Ne yular dertleri var ne palan üzüntüsü ne de yük altında hasta ve şikayetçiler.” diye düşünmüş. Eşek bunu garip bulup şaşırmış kendi durumunu gözünün önüne getirmiş.Demiş ki “Biz bunlarla aynı yaratılıştayız elimiz ayağımız aynı. Bunların başına taç giydiriliyor bize ihtiyaç ve yoksulluk neden”diye düşünmüş. Eşeklerin en akıllısına danışmış. Her şeyi ona anlatmış. Bilge eşek demiş ki “Öküzler gece gündüz buğday işler buğday otlarlar.Aziz buğdaya bu öküzler besep olduğu için Allah onlara o yüceliği verdi.” demiş. Eşek bunun üzerine  “Ben de buğday işleyeceğim o işte yazlayıp kışlayacağım, daha ne kadar dayak yiyeyim öküzler gibi buğdayla uğraşacağım.”demiş. Giderken bir ekin tarlası görmüş. Tarlaya girip işlemeye başlamış. Bazen ayağıyla çiğniyor, bazen dişiyle yiyormuş. Yeşermiş arpayı görünce eşek aç karnını doyurmuş. Ekini öyle iştahla yemiş ki tarla da hiçbir şey kalmamış. Görenler ne acayip ekilememiş bir tarla demişler. Eşek fazla ses çıkarmaya başlayınca tarlanın sahibi bunu duymuş. Eline sopayı aldığı gibi tarlasına gitmiş. Tarlayı o halde görünce çok sinirlenmiş küfür ermekle içi soğumayan tarla sahibi bıçağı çıkarıp eşeği yaralamış. Eşek gözyaşı ve kanlar içinde kaçmaya başlamış. Yolda karşısına bilge eşek çıkmış. Eşeğe ne olduğunu sormuş. Eşekte olanları bilge eşeğe anlamış. Eşek çok durumuna sürekli isyan ettiği için pişman olmuş.

Bunun üzerine eşek dersini almış. Bir daha halinden şikayet etmemiş. Gökten üç elma düşmüş biri eşeğin, biri dinleyenin diğeri ise okuyanın ağzına. 

Yorumlar