MASAL ÇALIŞMASI-KARDELEN YANIK

                             HARNAME 

  Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken memleketin birinde çelimsiz mi çekimsiz bir eşek varmış. Bu eşek yük taşımaktan perişan olmuş(taşıdığı yüklerde yük değil ki bildiğin ağır odunlar birde yetmezmiş gibi gece gündüz bu odunları taşırmış). Dudağı sarkmış, yanakları düşmüş, ne bir et kalmış ne bir tüy,arkasına bir sinek konsa bayılacak haldeymiş. Onu bu şekilde görenler dermiş ki: Bunu gören şaşırmaz mı kemikten bir yapı yürüyor.

Eşek dertleriyle boğuşurken bir gün sahibi ona taşıması için yük vermemiş. Bir nevi izin günü gibi bir gün günmüş. Eşekte bu günü değerlendirmek istemiş. Çıkmış dışarıya hem otlayıp hem de dinleniyormuş. Bu böyle devam ederken eşek otlakta otlayan öküzleri görmüş ve iç  çekmiş çünkü öküzler çok  mutluymuş. Hiç bir dertleri yokmuş, güzelce otlayıp uyuyorlarmış. Yük dertleri yokmuş. Eşek ise her gün yük taşıyormuş,zayıfmış uyumaya bile zamanı yokmuş. Öküzlere özenmiş ve neden böyle olduklarını merak etmiş. Sonra aklına bir bilgeye sormak gelmiş. Az gitmiş  uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş. Sonunda bilgenin evine varmış. Bilgenin yanına oturmuş. Ona her şeyi anlatmış, bilge eşek ise ona şunları söylemiş: Onlar rızık sebebidir, çok yerler çünkü zamanı gelince kesilirler ve ihiyaç sahiplerine dağıtılır ve insanları mutlu ederler. Sende yük taşıyarak insanlatın ihtiyaçlarını karşılarsın. Her canlının kendine ait işleri vardır. Onlar gibi olamazsın. İstersen sana bir ilaç vereyim. Yaralarına iyi gelir. Daha iyi yük taşırsın, demiş. Eşekte ilacı almış ve evine dönmüş. Gün boyunca düşünmüş ama hala onlar gibi olmak istiyormuş. Aklına bir fikir gelmiş. Dışarı çıkmış. Öküzlerin yanına gitmiş. Onlar gibi ekin yemeye başlamış yemiş, yemiş, yemiş... Karnı doyunca biraz etrafta dolaşmak istemiş. Koşa koşa etrafta dolaşırken tüm ekinleri ağnamış ama fatkında değilmiş çünkü bilmiyormuş. Ta ki bahçenin sahibi onu görene kadar. Bahçenin sahibi hemen gelip eşeğe kızmaya başlamış ama o kadar kızgınmış ki eşeği dövmeye başlamış. Yetmemiş bıcağını çıkartıp eşeğin kuyruğunu ve kulağını kesmiş. Eşek ağlıyormuş hem canı yanıyormuş hem de sadece öküzler gibi mutlu olmak istemiş. Fakat artık istese de öküzler gibi olamayacaktı. Çünkü hatasını anlamış, o öküzlerin yaşadığı yerlerin özelliklerini bilmiyordu. Onun doğasında yük taşımak vardı yorulmak vardı. 

Ertesi gün eşek, bilgenin ona veriği ilacı sahibi  bedenine sürmüş. Hemen etki etmiş. Yaraları, bedeni kendine gelmiş. Kendini daha güçlü hissediyormuş. Bir karar daha almış: Bir daha çok ağır yükler taşımayacakmış. Artık yük taşırken çok mutluymuş,yolda gördüğü herkese "Lütfen kendin ol çünkü hayat böyleyken daha güzel" diyormuş. Gökten üç elma düşmüş biri yük taşırken şarkı söyleyen eşeğin kafasına, biri benim kucağıma, bir diğeri de ekran başında saatlerdir çalışan öğretmeninim eline... :) 





Yorumlar