Acımak/Tiyatro (Rabia BAYSAL)

Cevdet: Sana bir yardımda bulunabilir miyim Mürşit?

(Mürşit biraz düşünür.)

Mürşit: Hiçbir şeye ihtiyacım yok...Yuvarlanıp gidiyoruz...

Cevdet:(ısrarcı bir tavırla.) Sana mutlaka bir şey yapmalıyım Mürşit...

Mürşit:(Düşünceli bir tavırla) Bana hakikaten bir iyilik yapmak istiyor musun?

Cevdet:(Bir anda) Elbette...Ona ben şüphe?

Mürşit:İki kızım vardı...Biri öldü...Öteki de ya ölecek...Ya ahlaksız olacak...Senin hatırlı  

ahbapların vardır...Şu çocuğu mektebe kabul ettirebilir misin?Böylece hem bir masumu kurtarmış hem de bana edebileceğin tek iyiliği ermiş olacaksın...(Mürşit’in gözlerinden yaşlar akmaya başlat.)

Cevdet onaylar bir şekilde kafa sallar.


(Cevdet uğraşlar sonucu hiçbir yere koyamamıştı


koyamamıştır. Sonra bazı arkadaşları sayesinde


 bir Marabet mektebine yerleştirdi.)

Olayları karısı ve karısının annesine anlatır.

Mürşit’in karısı ve karısının annesi: (Mürşit’in ayaklarına kapanmış şekilde ağlayarak.) Feriha’yı toprağa verdik...Zehrayı da elimizden alma!


(Mürşit oturduğu yerde gururlanarak etrafa bakar.)

 


(Zehra sahneye girer.)

Zehra’nın elindeki kitap bitmişti sayfaları karıştırırken bir yazı görür. 

(Orta sesli bir şekilde okumaya başlar.)

Zehra: “Zehra’yı gördüm.Büyümüş hemen hemen genç kız olmuş.Dört seneden beri görmemiş olmama rağmen o kadar çocuğun içinde derhal bulup çıkardım.Zehra mektup arkadaşlarıyla bir yere gidiyordu.Allah’tan son bir şey isterdim: Kocaman bir hanım olmuş kızımı son bir defa kucaklamak... Fakat buna imkan yok...Çocuğum benden utanır...Ne yapalım elverir ki o bahtiyar olsun.) 


(Zehra defteri kapatır, titreyerek babasının olduğu odaya girer. İhtiyar bir kadında elinde bir Kur’an ile uyuya kalmış bir şekilde oradaydı.)

Zehra:(Bir anda.) Baba... Benim zavallı babam...(Ağlayarak babasının battaniyenin dışında kalan ayaklarını öper.) Baba... Zavallı babam... Affet beni..


(Ve Zehra acıma duygusu ile birlikte birkaç gün sonra Anadolu’daki Mektebine geri döner.)

Yorumlar