Güneş Emine Birinci

 1980 yılı. Nobel ödülü için kürsüye çıkmak üzereyim.   Adım söylendiği gibi kürsüye çıkıp konuşmaya başladım.

" Ben bu ödülü almak için çok emek harcadım ama benden daha çok emek harcayan biri var. O da benim canım öğretmenim Feride hocam. Ona çok minnettarım. Ben daha çocukken küçük bir kasabada yaşıyordum. Benim yaşadığım yerde okul da yeni açılmıştı. Ben okumak çok istedim ama ailem izin vermemişti. Okula zaten hep erkekler gidiyordu. Eski zaman işte kızların hep ailesine yardım etmesi gerekiyordu. Ben de annemin verdiği görevleri hemen bitirip ona görünmeden okulun camından öğrencilere bakar, okumayı yazmayı öğrenmek isterdim. Tabi bu durum öğretmen tarafından fark edildi. Bana " Neden okula gelmiyorsun" diye sordu. Bende " ailem göndermiyor" dedim. Öğretmenim tabi bunun üzerinde durdu, ailemi görmeye geldi. Ailemle konuşup benim eğitim masraflarımı ödeyeceğini söyledi. Ailem hemen ikna olmadı anlayacağınız üzere. Ama benim öğretmenim  ailemi ikna etti. Bende hayallerimden birini gerçekleştirdim. Öğretmenim benim okumama çok yardımcı oldu.      

 Ben okula ilk başladığım zaman diğerlerine göre daha gerideydim ve sınıfımdaki tek kız öğrenciydim. Herkese başarabileceğimi göstermek istedim geride olmayı bahane olarak göstermek istemedim ama hemen okuyamadım diğerleri ilerideyken ben geriden geliyordum canım öğretmenim bunun pekâlâ farkındaydı. Bunun için bana " istersen akşamları seni çalıştırabilirim" dedi. Ben çok sevindim gidip öğretmenime sarıldım. Öğretmenler güneş gibiler bilir misiniz? Öğrenciler de çiçek. Öğretmenler nereye giderse gitsin orayı parlatır ama öğrencilere bilgi vermezsen onları öğretmezsen başaramaz. Çünkü ne yapacağını bilemez ki. İşte benim öğretmenim beni böyle çalıştırdı. Ben de arkadaşlarıma yetiştim ve onları da geçmeye gayret ettim. Ben hep öğretmenimin evinde çalışırken okuma kitaplarını alıp okurdum. Okumam da böyle gelişti. 

 Gel zaman git zaman ortaokulu bitirmeye az kaldı. Benim öğretmenim beni hiç yanlız bırakmadı. Yapamadığım konularda her zaman bana yardım etti. Ben de öğrenmekten hiç bıkmadım. Bir gün öğretmenim bana " neden seni sınavlara sokmuyoruz" dedi. Ben ne dediğini anlamadım tabi. Öğretmenime sordum" öğretmenim neyin sınavına sokmuyoruz beni?" O da " lise için sınavlara sokalım seni burslu okuyup güzel başarılar elde edersin" ben ilk önce istemedim. Annem ve babam izin vermezdi çünkü. Burslu okumak için şehire gitmem gerekirdi ve burdan da gidilemeyeceği için şehirde yatılı kalmak zorunda olacaktım ve ailem ben uzakta rahat edemezdi. Ben bunu öğretmenime deyince öğretmenim bana tatlı bir gülümseme sunup " sen istersen herşey hallolur" dedi. Ben de düşündüm acaba olur mu, izin verirler mi? Sonra dedim ki içimden benim öğretmenim haklı. Ben istersem, iyi yerlere gelebilmek için çalışırsam, öğretmenime layık bir öğrenci olabilirsem her şey hallolur. Olmazsa da en azından denedim derdim. Denedim ama başaramadım. Öğretmenime dönüp" tamam öğretmenim" dedim. " Ama annem ve babamı ikna etmeme yardım eder misiniz?" O da " tabi ki ederim sen iste yeter" dedi. Bende mutlulukla gülümseyip evime koştum.

   İlk önce sınava hazırlandım. Çok çalıştım sınav zamanı gelince de ailemden habersiz arkadaşıma gidiyorum diye çıkıp öğretmenimle birlikte şehire inip sınava girdim. Yaklaşık iki ay sonra sonuçlar belli oldu. Öğretmenim benim için sonuca bakıp heyecanla " kazandın Buse" dedi. Mutluluktan ağlayarak öğretmenime sarıldım ve ona dedim ki " her şey sizin sayenizde. Siz olmasaydınız ben okuyamazdım bile size o kadar minnettarım ki kelimelerle anlatamam". Öğretmenim çok mutlu oldu ben böyle deyince. Sonra bana dedi ki " senin azmin, gayretin ve kendine olan güvenin olmasaydı başaramazdın asıl. Sen ilk önce kendine pes etmediğin için teşekkür et". O böyle deyince benim kendime olan güvenim arttı. Sonra aklıma anında birşeyi unuttuğum geldi. Öğretmenime dönüp" öğretmenim bugün annem ve babama bunu söylememiz lazım" dedim. Öğretmenim de bana " evet haklısın bugün size geliyorum" dedi. Ben öğretmenimle vedalaşıp eve koştum. Kapıdan girdiğim gibi anneme " anne bugün öğretmenim buraya gelecek" dedim. O da bana " neden kızım bişey mi oldu" dedi. Ben de " size bişey söyleyecek" dedim. Annem de " tamam" dedi. 

   Akşam olunca öğretmenimin gelmesini bekledim. Kapı zili çalınca anında ayaklanıp koşar adım kapıya bakmaya gittim. Çok stresli ve heyecanlıydım sanki sınava girip kazanıp kazanmadığımı kontrol ediyor gibiydim. Her neyse kapıyı açtım ve öğretmenimi içeriye buyur ettim. O da gelip kulağıma" hazır mısın" diye fısıldadı ben de " çok heyecanlandım ama hazırım" dedim. O da tatlı bir şekilde gülümseyip beni rahatlatmaya çalıştı. Sonra birlikte içeri girip annemin ve babamın yanına gittik. Onlar havadan sudan konuşmaya başladılar. Sonra annem öğretmene" ne oldu da yolunuz buraya düştü hoca hanım" dedi. Öğretmenim de " ben size çocuğunuzun geleceği için çok önemli bir şey yapmanızı tavsiye ediyorum " dedi. Annem o böyle deyince" ne o" diye sordu. Öğretmenim de " biz sizden habersiz bişey yaptık. Buseyi burslu sınava soktuk ve o da kazandı sizden istediğim gelecekte kızınızın iyiliği için ona destek olup yanında durun ve onu şehirdeki yatılı okula gönderin" . Annem ve babam izin vermedi ama sonra öğretmenim" kızınızda gerçekten potansiyel var onun geleceğini yakmak mı istiyorsunuz, buna izin mi vereceksiniz? " Dedi. Annem ve babam öğretmenim böyle deyince istemeseler de kabul ettiler. 

  Dört ay gibi bir süre sonra da şehire gitmek için hazırlık yapmaya başladık. Ailemle, arkadaşlarımla vedalaşma zamanım geldi çattı. Annem beni ağlayarak kucakladı ve ara ara yanıma geleceğini söyleyip beni bıraktı. Babamla da vedalaştıktan sonra arkadaşlarıma hayallerinin peşinde koşmaları gerektiğini söyleyip hepsiyle vedalaştım. Beni öğretmenim bırakacaktı. Öğretmenimin arabasına binip herkese el sallayarak gittim. Arabada öğretmenimle konuşup heyecanımdan yerimde duramadığımı söyledim. O da halime güldü. 

  Yurda vardığımızda beni yerleştirip gitmek üzere öğretmenim de ayaklandı gitmeden hemen önce sarılıp ona çok teşekkür ettim en çok o benim başarımı hak ediyordu. En çok da onun için emek harcıyordum. Çünkü bana çok yardım etmişti, benim eğitimim için çok uğraşmıştı. Böylece lise hayatıma başladım.

  Üniversitede de insanlara bir yardımım dokunsun diye de kimyager olmak istedim. O bölüme yöneldim. Çok çalıştım, çok öğrendim, çok yoruldum ama asla pes etmedim. Ailem, öğretmenim için bıkmadan, usanmadan değer bilerek öğrendim. Ve istediğim oldu, kimyagerliği kazandım ve çalışmaya başladım. Tabi ki hiçbir şey kolay olmuyor benim için de öyleydi. Ama ailem ve öğretmenlerim bana çok destek oldu. Şimdi onlara layık bir öğrenci olduğumu düşünüyorum. "

   Öğretmenime baktığımda duygulanarak bana baktığını gördüm ona minnettarlığımı göstermek için bir gülümseme sunup gözlerine baktım. İkimizde biliyorduk bu burda bitmedi ben daha çok emek harcayıp başarılı olacağıma dair kendime söz verdim.

Yorumlar