Öğretmen nedir? Kardelen Yanık

 "Öğretmen nedir?" diye yazdı günlüğünün onu bekleyen bir  sayfasına. O gün bir şey fark etmişti. Bu farkediliş onun hayatına yeniden anlam kazandırmayı sağlamıştı. Başlamıştı yazmaya.

"sevgili günlük

 Özür dilerim, kaç haftadır yazamadım. Derslerim çok yoğun, taşındım ve  en önemlisi de hayatımı değiştirmeye çalışıyorum. Biliyorsun bunu defalarca yazdım. Ben  işitemiyorum bu yüzden de konuşamıyorum. Ama hayat bir şekilde  devam ediyor. Taşındığım için yeni bir okulum oldu. Okuldan çok umutluydum. Çünkü artık insanların bu durumu normal karşılayacak kadar olgunlaştığını düşünmüştüm. Fakat yanılmışım. Sınıf arkadaşlarım afedersin ama bana zorbalık ve türlü türlü işkenceler yapıyordu. Mesela kağıdı top yapıp atmalar, çirkin çirkin şeyler yazıp bana göstermeler, sürekli bana bilerek vurmalar... Ama tuhaf olan şey şu ki; bir şey  söylüyorlarsa ikinciyi söyleyemiyorlardı. Ben  yüzüm kızardığı için başımı öne eğiyordum. Neden öyle yaptıklarını merak etsemde göremiyordum. Okuldan önce durumumu kabullenmiştim. Çokta üzülmüyordum aslında dedikleri doğruydu ama yapacak bir şey yoktu diye düşünüyordum ama kalbim de kırılmıyor değildi. Yurda dönünce onlar gülerken acı çeken bendim çünkü. Onlar için "konuşmak, işitmek " ne kadar kolaysa benim içinde o kadar zordu. Yalnız yaşadığım içimde psikoloğa gidecek veya tedavi olacak gücüm yoktu.  Ailem yoktu. Sadece bir arkadaşım vardı. Hep onunla hallederdim işlerimi o da sadece işim düştüğünde . O olmazsa ben bir hiçtim. Okula nasıl gidiyorsun diye sorarsan bir teyzem var yardım ediyor ama evine alacak kadar değil. 

O sıralarda sürekli yurt odamın kapısında, okulda sıramın altında sürekli okul gereçleri veya test kitapları falan oluyordu. İlk başta almasam da sonralarda ısrarla bırakıldığı için almaya başladım. Bazende motivasyon kartları çıkıyordu bu kitapların arasından.  Bu kişi kimse beni cidden önemsiyor diye geçti aklımdan Bir gün kafama takıldı. Tamam artık dedim nereye kadar. Bunun kim olduğunu bilmem gerekiyordu. Bir kağıda 'kimseniz sizi çok merak ediyorum lütfen kim olduğunuzu söyler misiniz?' dedim. O da 'tahmin edemeyeceğin kadar yanındayım' dedi. Ben o an nefes almamaya başladım heyecandan kalbim atmayı unutuyor gibiydi. Kim olduğunu tahmin ettim o günden sonra. Daha bir şey yazmadım, o da yazmadı. Bir kaç gün böyle devam etti. Zorbalıklar devam ediyordu ancak benim bunu önemseyecek gücüm yoktu. Tüm gücümü o 'iyilik  mesleği' nin kim olduğuna vermiştim. Ta ki bir gün türkçe dersindeyken o çocuğun 'hey annesiz' diye yazılı kağıdı önüme atana kadar. Ben birden buz kesildim. Ne yapacağımı şaşırdım. Boşluğa düşmüş gibiydim. Bunu nerden öğrenmişti, bunu söylecek cesareti nerden bulmuştu. İnsanlar ne kadar itici diye düşünürken hoca yanıma geldi ve kağıdı eline aldı. Birden  o çocuk ayağa kalktı bunu görebiliyordum  cesaretimi toplayıp baktım türkçe öğretmenim çok sinirliydi. Korkuyordum ya o da dalga geçerse diye. Ben anlayamıyordum ama öğretmenim bir şeyler söylüyordu kaşlarını çatarak. İşte o an anladım ki beni savunuyordu. Şok olmuştum. Kaç sene oldu hatırlamıyorum birisi ilk defa benim tarafımdaydı. Çok mutluydum ama belli etmiyordum. Sonra öğretmen çocuğu dışarı çıkardı sınıftakilere de bir şeyler söylüyordu ama ben nasıl merak ediyorum. Her zaman tahtaya yazardı dediklerini ama şimdi yazmıyordu. Herhalde duymamam gerekliydi. Son ders bitti. Çıktık okuldan. Ben her zamanki gibi başım önde yürüyordum. O çocuk bana sinirli gözlerle baktığını hissediyordum. Böyle düşünürken birden birisi kolumdan tuttuğu gibi koşmaya başladı. Ben ne olduğunu anlayana kadar bir parka gelmiştik. Nefes nefese başımı kaldırdığımda  türkçe öğretmenimi gördüm. Şok olmuştum ama mutluydum da. Çünkü ona teşekkür etmek istiyordum. Tam teşekkür ederken o  bir kağıt çıkartıp yazmaya başladı. Benden özür diliyordu. Bana kim olduğunu ve daha önceden benimle konuşamadığı için. İşte tam o sırada anladığım. Aslında benim için aylardır uğraşan bir kişi vardı, sıramın altına o kitapları koyan, sınıftakilerin her zaman susturan, beni düşünen birisi vardı. Nasıl aklıma gelmez. Hiç etrafıma bakmamışım. Oysa canım öğretmenim ilk geldiğimde benimle ilgilenmek istemişti ama ben pek oralı  olmamıştım çünkü ne yapabilir ki diye düşünüyorum. Sonra başladı yazmaya "senden aşırı umutluyum, sen gördüğüm en farklı öğrencisin.  İlk geldiğinde bunu anladım hele bu durumunu öğrenince daha da sana yakınlık etmek istedim ancak sen pek ilgilenmedin. Benimde aklıma böyle bir fikir geldi. Her gün elime geçen kitapları veya ilginç şeyleri sana vermek istediğim, yurdunu da buldum. Sonra senden biraz ilgi buldum. Bu böyle devam etti. Her gün  seni düşündüm. Hatta bazen seni takip bile ettim. Bence sen durumunu kabullenmiştin bile. İşte bu beni cezbediyordu. Sen çok güçlüsün. Asla umudunu yitirme. Biliyorum, herşeyini biliyorum. Bir sürü araştırma yaptım. Eminim senden öğrenecek onca şey vardır.".. Bunları okudukça ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.Kendime  'yeni bir ders çıkardım' dedim kendi kendime ve kağıda yazdım." Öğretmenim ben yıllardır bu sıkıntı içindeyim annem ve babam yok kendi kendime buraya kadar geldim çok düşündüm. Ne yapacağım diye. Meğer bana gereken tek şey sizin benimle konuşmanızmış. Diğer öğretmenlerim değil, siz! . Çünkü onlar hiç ilgilenmezdi ama siz benimle her zaman ilgilendiniz. Şimdi anlıyorum neden sınıftakilerin ikinciyi söyleyemediklerini. Sizi geç fark ettiğim için özür dilerim aynı zamanda ne kadar teşekkür etsem de  azdır. Lütfen bana daha çok yardım edin. Yanımdan ayrılmayın". Öğretmenim ağlamaya başladı. Bende ona sarılıp ağlamasına katıldım. Bu konuşma hayatımı değiştirdi. Bundan sonra kafama takmamaya ve bir şeylerin üstesinden gelemeye çalışmaya başladım. Öğretmenim her zaman yanımda oldu. Arkadaşlarım da sanırım artık bunu kabullenmiş benimle artık dalga geçmiyorlardı. Hatta yeni nir arkadaşım bile olmuştu. Artık yeni bir insan olarak doğmuş gibiyim"


Son kıtalarına şu sözcüklerle devam etti" Öğretmen ne midir? Öğretmen vefa demektir. Öğretmen bize sadece dersi öğreten değil bize yaşamayı öğreten, ayakta kalmayı öğreten, bizi dünya ile tanıştıran kişidir. Bu yaşıma kadar öğretmenlerime hep sadece bize ödev veren veya sadece dersini öğreten kişiler olarak görmüştüm ancak artık onların hayatımız için ne kadar önemli olduğunu gördüm. Onlar bizler için herşeyini ortaya koyuyor. Bizi sandığımızdan daha çok umursuyor ve bizi sandığımızda daha çok seviyorlar. Teşekkür ederim öğretmenim. Sizi asla unutmayacağım siz de beni unutmayın."  

Bu satırlar arasında ağlaya ağlaya uykuya daldı.  

Yorumlar