Vefa ve Öğretmen- Eray Öztürk

  Saat 6 'ydı. Abdullah öğretmenin alarmı çaldı. Abdullah öğretmen alarm çalar çalmaz yataktan hızlıca kalktı. Bugün yoğun bir gün olacaktı. Çünkü, yeni bir köye tahini çıkmıştı. Hemen kahvaltısını yaptı. Kıyafetlerini aceleyle üzerine giydi. Ve aceleyle kasabanın meydanına gitti. Çünkü günde bir kez köye giden dolmuşun hareket etmesine az kalmıştı . Ne kadar acele ettiysede yine de yetişemedi. Çaresi kalmamıştı. Ama o gün oraya gitmesi gerekiyordu.Çaresiz bir şekilde  köyün yolunu tuttu. Yolu yarilamisti ama devam edecek gücü kalmamıştı. Bitkin bir şekilde yere çöktü ve dinlenmeye başladı. Artık devam edemeyecek kadar yorulmuştu. Akşam yaklaşmıştı . Birde baktık ki uzaktan bir traktör geliyor. Sevinçle ayağa kalkıp el sallayarak kendini göstermeye çalıştı. Başarılı oldu ve traktör geldi. Abdullah öğretmen traktör sahibine durumu anlatıp , tanıştılar ( Traktörcünün ismi Hasan'mış .Ama görgüsüz halk ona lakap olarak Topal diyormuş. Çünkü bir kazadan dolayı bir bacağını kesmiştiler ). Daha sonra traktörcü , Abdullahı öğretmeni köye götürmüştü. Ve köyde ayrılmışlardı. Çünkü, traktörcü Hasanın evi dağdaymiş . Öğretmen okula gitmiş ama geç kalmıştı . O aksam yatıp uyudular yarın kalkıp ilk gün olarak ders vermemiş , öğrencilerle tanışmıştı . Bir öğrencisi ise engelliydi . Tekerlekli sandalye oturuyordu . Abdullah ona ismini sormuştu. Çekinerek "Mehmet" demişti. Başkada birşey sormamiştı . Çünkü Mehmet utanmıştı. Ve bunuda Abdullah öğretmen anlamıştı. Gel zaman git zaman Mehmet okula artık gelmiyordu. Abdullah öğretmen dışa vurmasada Mehmet'i düşünüyordu. Birgün öğrencilere Mehmet i sordu ve onlarda bilmiyoruz dediler. Bir gün köylüye sorarak evlerinin yoluna koyuldu. Vardığında birde baktı ki, okula ilk geldiği gün ona yardım eden traktörcü. Hemen birbirlerini tanıdıkları için gülümsediler . Hemen halhatır sorup içeri aldılar .  Abdullah öğretmeni , içeri aldılar . Abdullah öğretmen , girdiğinde Mehmet'i yatağın üzerinde uzanmış halde gördü . Ona onu ne kadar merak ettiğini söyledi ve onlara Mehmet'in niçin okula gelmediğini sordu . Bunun üzerine Hasan bey " Onun tekerlekli sandalyesini birileri çalıp gitmiş. Bizimde yenisini alacak paramız olmadığı için alamadık bu yüzden okula gelmedi dediler." O günden sonra Abdullah öğretmen okuldaki okuldaki öğrencileri okuttuktan sonra her akşam Mehmet'i gidip çalıştırdı. Bu şekilde yıllarca gidip gelerek onu okuttu ona niçin bu zorluğu çektiğini sorunca " O bir gül'dür ben onun suyu olmak istiyorum çünkü o açtığı sürece ben mutlu olacağım " dedi.

Eray Öztürk 10B 















 




Yorumlar