Vefa ve Öğretmen / Gülbahar Ayvazoğlu

   Duru öğretmen ilk iş gününün verdiği heyecanla sabah erkenden uyandı ve güzelce hazırlandı. Evinin önündeki ağacın usulca sallanmasından havanın hafif rüzgarlı olduğu anlaşılıyordu bu yüzden lila renkli üzerinde bulut desenleri olan hırkasını giydi ve kahvaltı yapmadan evden çıktı. 
   Okul yolunda giderken öğrencileriyle nasıl bir ilişkisi olacağını, onu nasıl karşılayacaklarını düşünüyordu. Otobüs durağındaki sıkışıklığı görünce yürüyerek gitmenin daha iyi olacağını düşündü yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüşten sonra okula vardı. Hafif utangaç bir şekilde okul bahçesinden içeri girdiğinde bahçeye göz gezdirmeye koyuldu. Öğrenciler gruplar halinde dolaşıyor, sohbet ediyor, oyun oynuyorlardı. Ama bir çocuk bahçedeki ağacın yanında tek başına oturuyor etrafına hafif ürkek olmasına rağmen kendinden emin bakıyordu. Bir an için çocukla göz göze gelen Duru öğretmen biraz utanarak bakışlarını önüne çevirip öğretmenler odasının yolunu tuttu. Öğretmenler odasına girdiğinde diğer öğretmenlerle hemen kaynaştı. Biraz sohbetten sonra ders vakti geldi. İlk dersi 6/B sınıfınaydı. Bulunduğu kattan bir üst kata çıkıp sınıfını buldu ve derin bir nefes alarak sınıfa girdi. Öğrenciler ayağa kalktığında bir yandan da yeni öğretmenlerini süzmeye başladılar. Sınıfla selamlaştıktan sonra öğrencilere oturmalarını söyleyen Duru öğretmenin kendisi de masasına geçti. Derse başlamak için ayağa kalktığında sınıfa bir göz gezdirdi ve sabah ağacın yanında gördüğü çocuğun en arka sırada oturduğunu gördü. Biraz şaşırsada kendini toparladı ve tahtaya kocaman harflerle adını ve soyadını yazıp sınıfa kendini tanıttı sonra sırayla diğer öğrencilerden de kendi isimlerini söylemelerini istedi. "Ayşe! , Kadir! , Kader! ... " En sonunda arka sıradaki çocuğa sıra geldi biraz sıkılgan bir sesle "Ferhat!" dedi. Böylece sınıfın tamamıyla tanışan Duru öğretmen derse geçmeye karar verdi. Derse herkes istekli bir şekilde katılırken Ferhat katılmıyordu Duru Öğretmen bunun sebebini merak etmişti ama Ferhat'a biraz daha vakit vermenin daha iyi olacağını düşündü. Dersler bitip okul bitiş saati geldiğinde Duru öğretmen diğer öğretmenler ve öğrencilere iyi akşamlar dileyip eve doğru yola koyuldu. Yolda giderken ağaçların çevrelediği bir kafenin yanındaki parkta 2 çocuğun kavga ettiğini gördü hemen oraya gitti ve kavgayı ayırdı. Kavga edenlerden birinci çocuğu tanımıyordu ama diğeri Ferhat'tı siyah saçları dağılmış, mavi gözlerinin ardında kızgınlığını belli eden bir şekilde karşısındaki çocuğa bakıyordu. Duru öğretmen kavganın sebebini sorduğunda iki tarafta hiç bir cevap vermedi sadece önlerine bakıp susmakla yetindiler. Duru öğretmen kavganının sebebini merak etse de daha fazla konuyu üstelemedi biraz nasihat verip çocukları farklı yollardan evlerine yolladı. Ardından kendisi de evinin yolunu tuttu. O akşam Ferhat'ın neden böyle yaptığını düşünerek uykuya dalan Duru Öğretmen bu durumu araştırmaya da karar vermişti.
   Ertesi sabah okuldaki diğer öğretmenlere Ferhat'la ilgili sorular sorduğunda onlar Ferhat'ın sürekli sorun çıkaran, sınavlardan düşük alan kötü bir öğrenci olduğunu söylediler. Bu durum karşısında hayrete düşen Duru öğretmen bunun arkasında başka bir sebebin yattığını hissederek Ferhat'ı gözlemlemeye devam etti. 
  Duru öğretmen bir ay boyunca Ferhat'ı gözlemlemişti. Ferhat derslere katılmamaya devam etmiş, birkaç kavgada daha bulunmuş ve ilk matematik sınavından da kötü bir not almıştı. Duru öğretmen sonunda Ferhat'la özel olarak konuşma vaktinin geldiğini düşünerek onu öğle arasında konuşmak için kapının hemen yanındaki ağacın altına çağırdı. Beraber oturdular. Duru Öğretmen " Ferhat bana anlatmak istediğin bir şey var mı?" diye sordu. Ferhat "Hayır öğretmenim" dedi. Bu sefer Duru öğretmen "Peki derslere katılmama sebebin nedir?" Ferhat "Konuları anlamakta güçlük çekiyorum öğretmenim ne kadar çabalasam da olmuyor" dedi. Duru öğretmen "İstersen sana okul çıkışlarında özel ders verebilirim evinin adresini bana verirsen istediğin bir vakit başlayabiliriz" dedi. Ferhat biraz çekinerek "Şey öğretmenim ben yetiştirme yurdunda kalıyorum" dedi. Duru öğretmen şaşkına döndü biraz kendini toparlayarak "Eğer özel değilse bunun nasıl olduğunu anlatmak ister misin?" Ferhat önce sessiz bir şekilde bekledi ama Duru öğretmenin onu önemsediğinin ve yardım etmek istediğinin farkındaydı bu yüzden anlatmaya karar verdi. "Annemi ve babamı 2 yıl önce trafik kazasında kaybettim kardeşim ve tanıdık herhangi bir akrabam yok bu yüzden yetiştirme yurduna alındım. Derslerim şuan kötü farkındayım ama anne ve babam hayattayken ders notlarım yüksekti ve bu kadar huzursuz bir çocuk da değildim" Duru öğretmen öğretmen üzgün bir şekilde "Peki parktaki kavganın sebebi neydi?" diye sordu. Ferhat olayı hatırlamaya çalıştı ardından anımsadığını belirtir bir yüz ifadesiyle " O çocuk annemle ilgili kötü şeyler söyledi bende kendimi tutamadım"dedi, biraz sessizlikten sonra "Ben annemi ve babamı çok özlüyorum", dedi ve gözlerinden yaşlar akmaya başladı bundan sonrasında ise daha fazla konuşamadı. Duru öğretmeninin de gözleri dolmuştu hiçbir şey söylemeyerek sadece Ferhat'a sarıldı. Bu sarılış Ferhat'a annesinin sarılışı gibi hissettirdi öğretmenine sarıldı ve ağlamaya başladı. Öğle arasının bittiğini haber veren zil sesiyle kendilerine geldiler. Duru öğretmen Ferhat'ın başını okşadı ve ona her şeyin güzel olacağına dair söz verdi. Ferhat umutla öğretmenin gözlerine bakarken beraber kalktılar ve okula girdiler. 
   Duru öğretmen o akşam Ferhat'a nasıl yardım edebileceğini düşündü elindeki çayından bir yudum alırken aklına bir fikir geldi bunun biraz zor bir karar olacağının farkında olmasına rağmen  bunu gerçekleştirmenin umudu ile düşüncelere daldı. 
   Aradan 1 hafta geçmişti Ferhat yurt penceresinden yüzüne vuran ışıkla uyandı ve yatağından kalktı, elini yüzünü yıkadı ardından yemek yemek üzere arkadaşlarına katıldı. Tam oturmuş yiyecekken görevli yanına geldi ve müdürün yanına çağırıldını haber verdi. Ferhat biraz şaşırarak masadan kalktı ve görevlinin peşine takıldı. Müdürün kapısını tıklatıp kapıyı açan görevli Ferhat'a girmesi için işaret etti. Ferhat biraz tedirgin bir halde içeri girdi. Baş köşede oturmuş müdürün yanında Duru öğretmenini gören Ferhat bir an donakaldı. Müdür Duru öğretmenin kendisini evlat edinmek istediğini eğer kendisi de isterse işlemlere hemen başlanacağını söyledi. Ferhat bu söylenenler karşısında ağlamamak için kendisini zor tuttu istediğini belirtir bir şekilde başını salladı ve koşarak Duru öğretmene sarıldı. Duru öğretmen de Ferhat'a sıkı sıkı sarıldı. Müdür bu manzara karşısında çok mutlu oldu işlemlere de hemen başladı. 
   3 ay sonra hem Ferhat'ın hem Duru öğretmenin hayatında çok güzel değişiklikler oldu. Ferhat derslerinde ilerleme kat etmiş sınıf 1.si olmuştu ayrıca daha nazik ve uyumlu bir çocuk haline gelmişti. Duru öğretmen ise Ferhat'a elinden geldiği her konuda yardım etmiş onu öz oğluymuş gibi benimsemişti. Ayrıca okuldaki diğer öğretmenler Ferhat hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan söyledikleri sözlerden dolayı üzülmüşlerdi ve bu yüzden Ferhat'a derslerinde daha fazla yardımcı olmaya ona daha nazik davranmaya özen göstermeye başlamışlardı.
   Ferhat ve Duru öğretmen arasında öyle sıkı bir bağ oluşmuştu ki bu bağ asla kopmayacaktı. Bu ilişki bir anne oğul ilişkisi gibi yıllar boyu sürecekti ve Ferhat öğretmenine sonsuza dek minnettar olacaktı. 
   






   












   

Yorumlar