Vefa ve Öğretmen-Kevser Köroğlu

Günlerden çarşambaydı. Efe diğer günlerin aksine bugün mutlu uyanmıştı. Çünkü bugün müzik dersi vardı. Yatağını topladı, üstünü giydi ve kahvaltı yapmadan evden çıktı. Yol boyu şarkı dinleyerek okula vardı. Şarkı dinlemek ona çok iyi geliyordu.  Kafasındaki tüm düşüncüleri bir şarkının sözünde bulabiliyordu. Günün bütün karmaşıklığını çözmek için kulaklığını takması yeterliydi. Müziği bu kadar seviyordu. 

Evden kahvaltı yapmadan çıktığı için kantinden bir simit alıp bir banka oturdu. İleride ağacın altında gitar çalan bir grup genci gördü ve hayallere dalarak onları izlemeye başladı. Bir an zilin sesiyle irkildi ve sınıfa gitti. İlk ders matematikti. Efe’nin matematiği çok iyiydi, sınıfın inek öğrencisi olarak görülürdü. Çünkü ilkokuldan beri ailesi tarafından kurslara özel derslere gönderilmişti. Ailesi için ‘başarı’ sadece bir matemetik problemi çözmekti. Oysaki her insanın başarısı faklıdır. Kimi çok güzel şarkı söyler, kimi çok güzel şiir yazar, kimi de çok iyi matematik yapardı. Ama önemli olan bu başarının aynı zamanda mutluluk getirmesiydi. Efe için bu söz konusu değildi. Çocukluğundan bu yaşına ailesinin yazılımladığı bir robot gibi büyüyordu, duygusuz bir robot. Onun ne istediğinin, neyi yaparken mutlu olduğunun bir önemi yoktu. Tüm bunları düşünürken öğretmen içeriye girdi ve ders başladı. Efe artık matematik derslerine daha az katılıyordu. Durumu fark eden öğretmeni onunla konuşmak istedi .  Tenefüste Efe’yi yanına alarak bahçeye çıktı

-Neyin var bakalım anlat, artık derslere eskisi gibi katılmıyorsun, dedi

- hiçbir şey öğretmen sadece kafam bu aralar fazla karışık. bu sene sınav senem olmasına rağmen ben hala ne istediğimi tam olarak bilemiyorum.

- Bu durumlar çok normal Efecim ama unutma ki insan kendini mutlu ve rahat istedği mesleği yapmalıdır. İstemediğin bir meslek seçersen tüm  hayatın boyunca üzülebilirsin. Bunun için iyi düşün ve karanını ona göre ver. karanın ne olursa olsun ben senin yanındayım.

- teşekkür ederim öğretmenim, diyip sınıfa çıktı.

Dersler bitmişti ve Efe eve doğru yürüyordu bir yandan öğretmenin söylediği sözler kafasında dönüyordu. ‘ sevdiğin ve mutlu olacağın meslek’ bunun müzisyenlik olduğunu ama ailesinin bu kararı asla desteklemiyeceğini çok iyi biliyordu. Bu düşüncelerle kafasını kaldırdı ve karşısında duran gitar satan dükkana dikkatlice baktı. Bunun evrenden bir işaret olabileceğini düşündü. Dükkana girip gitar satın aldı. Artık kafasına koymuştu bu son senesinde çok çalışıp konservatuarı kazanacaktı. Ama bunu ailesinden gizli yapacaktı. 

Ertesi gün kendinden emin bir şekilde kalktı ve okula gitti. İlk fırsatta matematik öğretmenini bulup onunla konuşmak istediğini söyledi. Bahçeye indiklerinde 

Efe:

-dün bana söylediklerinizi düşündüm. Ben ailemin istediği değil kendi istediğim mesleği yapmak istiyorum. Gitarist olmak ve müthiş bir grupta  yer almak istiyorum ,dedi

- tabiî ki de Efe bunun için hazırlılara şimdiden başlamalıyız hemen seni bir kursa yazdıralım ve sınava hazırlanmaya başla

- fakat ailemin bu durumdan haberi olmasını istemiyorum aramızda kalırsa sevinirim öğretmenim

- tabili de Efe bana güvenebilirsin.

Günler günleri böyle kovaladı. Efe bir kursa yazılmıştı ve kendisini iyice geliştirmişti. Evde ailesinden gizli odasında gizlice gitar çalıyordu.Dışardan gelip gitarı eline aldığında tüm dertleri bir anda yok oluyordu sanki. İşte bu düşünceler Efeyi daha da istekli yapıyordu. Zor günler geçirdiği zaman yanında hep öğretmeni vardı. Kendisi her ne kadar matemaik öğretmeni olsa da Efeyi sanata yönlendirmesi ve her zaman onun yanında olması Efeyi çok mutlu ediyordu.

Aradan aylar geçti sınavlar yapılmış ve sonuçların açıklanacağı gün gelmişti. Efe heyecanla okula gitti ve öğretmeni ile sınav sonuçlarına baktı. Kazanmıştı. Evet o çok istedği ve hayalini kurduğu konservatuarı  kazanmıştı. Büyük bir heyecanla öğretmenine sarıldı ve bu yolda onu desteklediği için ona minnettar olduğunu söyledi.

Yıllar sonra   Efe’ nin artık çok ünlü ve başarılı olan bir müzik grubu vardı. Bir gün gittiği bir konserinde en önde onu büyük bir dikkatle izleyen yaşlı bir kadına dikkat kesildi. Bu matematik öğretmeni idi. Sahneden inip onunla konuştu ve onca yıllık hasretlerini giderdiler. Konser başladığında mikrofonu eline alarak öğretmenin onun için yaptığı fedakarlıkları ,onun sayesinde buralara geldiğini anlattı. O tüm bunları anlatırken öğretmenin hissetiği o gurur ve mutluluk paha biçilemezdi. İşte bu yüzden öğretmen olmak bir başka diyerek gururla, sahnede duran öğrencisini izledi…

Yorumlar